Özefagus (Yemek Borusu) Kanseri

Özefagus (Yemek Borusu) Kanseri

 

Risk Faktörleri Nelerdir?

Erkeklerde 7 kat daha sık görülmektedir. Risk faktörleri siyah ırk, kronik olarak alkol ve sigara kullanımı, akalazya, kostik madde ile özefagus yaralanmaları, radyasyon özefajiti, özefagus divertikülleri, ileri yaş, erkek cinsiyet, şişmanlık, Barret özefagusu, nütrisyonel yani beslenme bozuklukları, vitamin eksiklikleri, mantar toksinleri, anemi, kötü ağiz hijyeni, geçirilmiş mide cerrahisi, uzun süre çok sıcak gıda ve içkilerin alınması sayılabilir.

Şikayet ve Bulgular Nelerdir?

En sık rastlanan bulgu disfaji yani yutma güçlüğüdür. %80 olguda ortaya çıkar. Genellikle ağrısız olmasına rağmen bazı olgularda yutkunma sırasında ağrı görülebilir. Yutma güçlüğü başlangıçta katı gıdalara karşı iken hastalık ilerledikçe sıvı gıdalara karşıda gelişebilir. Bu geç bir bulgu olup borunun 2/3 ünden fazlasının tıkandığını gösterir. Lümen yani boru tam tıkanırsa hasta tükürüğünü bile yutamayabilir ve ait akciğer problemleri ortaya çıkar. Ciddi kilo kaybı gelişir. Hasta kaşektik zayıf bir görünüm alabilir. Hastalarda ciddi beslenme bozukluğu mevcuttur. İleri evrelerde tümör komşu dokuları infiltre ederek ses kısıklığı, kanama ve bası şikâyetlerine yol açabilir. Diğer belirti ve şikâyetler:
Kusma
Üst karın bölgesinde yanma hissi veya ağrı.
Tükürük salgısının artması
Kilo kaybı, zayıflama.
Ses kısıklığı, öksürük

Tanı Yöntemleri Nelerdir?

İlk olarak yapılması gereken tetkik ilaçlı filmdir. Filimde duvarda düzensizlik, doluş defekti, kitleye ait bası belirtileri görülebilir. Grafide şüphe var ise veya olmasa dahi yutma güçlüğü olan her olguda endoskopi yapılmalıdır. Endoskopide lezyon tespit edilmiş ise byopsi alınmalıdır.
Bilgisayarlı tomografi ile tümörün boyutları, damarlar ile ilişkisi, akciğer ve karaciğerde yayılım olup olmadığı, lenf bezlerinin durumu değerlendirilir.
Manyetik Rezonans inceleme ve Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) yeni uygulamaya giren üst düzey tanı yöntemleridir. PET ile tüm vücut üç boyutlu olarak incelenmektedir. Özellikle uzak yayılımların gösterilmesinde çok etkili bir yöntemdir.
Özefagus kanseri erken ve geç olarak incelenebilir.

Tedavi Yemek borusu kanserinde tedavi yöntemleri nelerdir?

Yemek borusu kanserinin tedavisinde kullanılan ana tedavi yöntemleri cerrahi, ilaç (kemoterapi) ve radyasyon tedavisidir. Yemek borusu kanserinde en etkili yöntem ameliyat ile tümörün çıkartılmasıdır.
Yemek borusu boyundan başlayıp karın içinde mide ile devam eder. Bu konumu ve pek çok hayati organ ve damarlar ile yaptığı yakın komşuluk nedeni ile yemek borusu ameliyatlarının gerçekleştirilmesi diğer birçok ameliyattan daha zordur. Ameliyatta kanser, yayılma olasılığı olan bezeleri ( lenf nodlarını) de içerecek şekilde temiz cerrahi sınırlarla birlikte çıkarılmalıdır.
Özefagus ameliyatı öncesi hastanın çok iyi hazırlanması cerrahi morbidite açısından önemlidir. Hasta eğer çok zayıf ve oral alımı iyi değil ise operasyon öncesi 7-10 gün süreyle enteral veya parenteral yolla 2000 kalori/gün beslenme yapılmalıdır. Hastada var olan anemi, protein eksiklikleri ve vitamin eksiklikleri düzeltilmelidir. Ağız ve diş bakımı yapılmalıdır. En az iki hafta önceden sigara kesinlikle bıraktırılmalıdır. Solunum fonksiyon testleri ile hastanın akciğer kapasiteleri değerlendirilmelidir.

1. Açık Yöntem

Mideye çok yakın olan tümörlerde karından veya göğüs boşluğundan girilerek yemek borusunun sadece alt kısmı çıkarılır. Bu işlemi takiben mide göğüs boşluğu içinde tekrar yukardaki yemek borusu bölümü ile birleştirilir. Bazen bu işlem için hem karnı hem de göğüs boşluğunu açmak gerekir.
Yemek borusunun tamamının çıkarılması
Diğer bir ameliyat şekli yemek borusunun tamamının çıkarılmasıdır. Bu işlem iki veya üç ayrı kesi kullanılarak yapılabilir.
Bazı hastalarda karnından ve boynundan yapılan iki ayrı kesi ile yapılır. Yemek borusu çıkarıldıktan sonra hastaya midesinden veya kalın barsağından yeni bir yemek borusu yapılır.
Bu ameliyatta kanser etrafındaki lenf bezlerinin çıkarılması teknik olarak mümkün değildir.
Bu kanserin bu bölgedeki lenf bezlerine sıçradığı hastaların daha sonraki tedavisinde önemli problemler yaratır.
Üç kesi yapılan ameliyatlarda lenf bezleri yeterince temizlenebilir. Ancak yapılan üç ayrı kesi nedeni ile ameliyat sonrası dönem özellikle ileri yaşta olup ek problemleri olan hastalarda oldukça sıkıntılıdır. Bu hastalarda solunum sistemi ile ilgili çok ciddi problemler yaşanabilir.

2. Laparoskopik ve torakoskopik yöntemi

Yemek borusu tedavisindeki önemli gelişmelerden biri de tüm bu ameliyatların laparoskopik olarak yapılabilmesidir. Yemek borusu kanserlerinin laparoskopik yöntemle yeterli onkolojik temizlik sağlanarak güvenli bir şekilde tedavi edilebileceği son yıllardaki çalışmalarda gösterilmiştir. Bu yöntemde ameliyat sonrası dönemin çok daha iyi geçmesini sağlamak amacıyla laparoskopik ve torakoskopik yöntemler birlikte kullanılır. Bu ameliyatta yapılan işlem üç kesili klasik yöntem ile aynıdır. Ameliyat hastanın karnına ve göğüs boşluğuna yapılan çok küçük 4-5 kesiden içeriye sokulan çapları 0.5-1 cm arasında değişen borucuklar yardımı ile yapılır. Yemek borusu ve etraf lenf bezleri birlikte çıkarılır. Ameliyat sonrası solunum problemleri çok daha az görülür. Hastalar çok daha az ağrı duyar, hastanede daha kısa süre yatar ve daha kısa bir süre içinde normal yaşantılarına dönerler. Kozmetik görüntü mükemmeldir. Laparoskopik-torakoskopik yemek borusu kanseri tedavisi bu alanda en yeni ve etkili yöntemdir.

HANGİ DURUMLARDA AMELİYAT YAPILAMAZ:

Bazı durumlarda yemek borusundaki tümör çıkarılamaz. Bunun en temel nedenleri;
1. Hastanın genel durumunun büyük bir ameliyata izin vermemesi,
2. Kanserin ameliyatla çıkarılmasının mümkün olmaması ve
3. Kanserin uzak organlara sıçramasıdır.
Bu şekilde tümörü olduğu yerde bırakılan hastalarda hastayı beslenmesi amacıyla endoskopik stent, endoskopik gastrostomi ve ameliyatla by-pass gibi değişik tedavi seçenekleri uygulanır.

YEMEK BORUSU KANSERLERİNDE TAKİP NASIL OLMALIDIR:

Nükslerin çoğu ilk 2 yılda olmaktadır. İlk 1 yılda her 4 ayda bir, sonraki 2 yılda 6 ayda bir komplet bir FM ve testler yapılmalıdır. Tam kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, akciğer grafisi, toraks ve abdominopelvik CT yapılacak testler arasındadır. Yılda bir kez endoskopi ile kontrol yapılmalıdır.